N.ÖZGÜR METİN PHOTOGRAPHY
  Çekim teknikleri
 

GİRİŞ

Fotoğraf Makinesi

Fotoğraftan söz edildiğinde ilk akla gelecek şey, fotoğraf makinasıdır. Amatör fotoğrafçıların kullandığı makinaların çoğunluğu, 35 mm. sinema filmi ile çekim yapan küçük format makinalardır. Hemen her evde bulunan compact (full otomatik ) makinalar, anı fotoğrafları çekmek için yeterli olsa bile, fotoğrafı hobi olarak yaşayan veya bir miktar hobi boyutunu da aşmak isteyenlerin, amaçlarını gerçekleştirmeleri için yeterli olmayacaktır. Fotoğrafçının, çekilecek objeleri ve çekim alanını belirlemesi (kadraj yapması ) dışında hiçbir müdahalesi söz konusu değildir. Bu makinaların çoğu otomatik flaşlıdır ve en yoğun ışık koşullarında bile bu flaşların patlamasına engel olunamaz. Her ne kadar değişken odaklı zoom objektiflerle ve otomatik netleme (otofokus) ile desteklenerek daha çekici hale getirilmişse de, amatör bir fotoğrafçının çekimleri sırasında kadraj yapmak ve deklanşöre basmak dışında pek bir insiyatifi yoktur. Amatör bir fotoğrafçı'nın compact makinalardan kaçınıp, enstantanesini (örtücü hızını) ve diyafram açıklığını kendisinin belirleyebileceği makinalardan edinmesi daha tutarlı bir tutum olacaktır.

Daha profesyonel çabalar için ise, orta format veya büyük format makinalar kullanılabilir.(4,5cm.x6cm) - (6cm.x6cm.) - (6cm.x7cm) boyutunda film kullanılan makinalar orta format makinalar, (6 cm.x9cm),(9cm.x13 cm) ve daha büyük boyutlu film kullanılan makinalar ise büyük format makinalar, olarak kabul edilir.

Bugün artık teknoloji beklenmedik formatlarda ve özelliklerde makinalar üretebilmekte ve dolayısıyla her tür sınıflamayı da altüst etmektedir. Bu nedenle bir takım sınıflamalardan kaçınarak, bu malzemelerin çok da yabancısı olmamak için en çok kullanılanlarını tanımak yeterli olacaktır.

Günümüzde çok yaygın olarak Dijital Makinalar kullanılmaktadır. 70' li yılları bilenler, o dönemde Polaroid makinaların ne kadar yaygın olarak kullanıldığını anımsayacaklardır. Çok yaygın olmamasına karşın su altı fotoğraf makinaları da dalgıçların ve su altı meraklılarının kullandığı özel donanımlı makinalardandır. Gene çok yaygın olmamakla birlikte , özellikle peyzaj fotoğrafı çekenler Panoramik makinalardan yararlanabilmektedir. Bunlardan başka özel amaçlı minyatür makinalarla, haritacılıkta ve benzeri alanlarda kullanılan çok büyük boyutlu diğer makinalar da vardır.

Makinaların büyüklüklerini ( büyük format - orta format - küçük format...gibi ) belirleyen şey, bu makinalara takılan filmlerin boyutudur. 35 mm. film diye de anılan ve amatörlerin en çok kullandığı küçük format makinalara takılan filmlerin boyutu ( bir kare için ) 2,4 cm. x 3,6 cm. dir. 36 kareden oluşan şeritler halinde , ışık görmeyecek şekilde film kasetlerine sarılı haldedir. Orta format ve büyük format makinalarda kullanılan filmlerin boyutları yukarıda verilmiştir. Doğal olarak makinaların hacim ve ağırlıkları da buna bağlı olarak değişmektedir.


Vizor, Kadraj, Deklanşör

Fotoğraf makinalarında , gözünüzü dayayıp çekim yapacağınız alanın sınırlarını saptamak için baktığınız yere Vizör denir. Vizörden bakıp çekim alanını saptadığımız çerçevenin adına Kadraj denir. Parmağınızla çekimi gerçekleştirmek için dokunduğunuz butonun adı Deklanşör'dür.

 

FOTOĞRAF ÇEKİM TEKNİKLERİ

Fotoğraf makinesini nasıl tutmalıyız?

Fotoğraf çekerken öncelikle fotoğraf makinesini iki elimiz ile tutmalıyız.
Kollarımızın dirseklerimizden vücudumuza yapışık olmasını sağlamalıyız.
Deklanşöre basmadan önce derin bir nefes almalıyız.
Bu adımlar ile fotğraf çekmek, fotoğraf makinemizi titretmeden ya da titretmeyi minimuma indirerek fotoğraf çekmemizi sağlayan temel önlemlerdir.

İpucu: Duvar veya benzeri destekli bir yere yaslanarak veya tripod kullanarak çekimlerimizde titremeyi en aza indirgeyebiliriz.

Portre Fotografları

Özellikle portre fotoğrafları çekerken, arka planın sade olmasına özen göstermek, hem konuyu ön plana çıkarır, hem de fotoğraf makinemizin doğru yere odaklanmasını sağlar.

İpucu: Arka planda kadraj içerisine giren, ilgi odağının dağılmasını sağlayan objeler varsa ve başka bir şekilde kadrajlamamız mümkün değil ise , net alan derinliğini kısarak (diyaframı açarak f:2,8 ya da f:4 gibi) etkileyici fotoğraflar elde edilebilir.

Kompozisyon

Bazı fotoğrafları çarpıcı kılan, fotoğraftaki güçlü kompozisyondur. Fotoğraftaki kompozisyonun basit tanımı; "Kadraj içerisindeki objeleri, göze hoş şekilde seçmek ve düzenlemek"tir.

İpucu: Bazı anlarda fotoğraf makinemizin küçük hareketleriyle çok değişik kompozisyonlar yakalanabilir.



Konunun fotograf karesi içindeki yeri



Genel olarak çoğumuzun, fotoğraf çekerken yaptığı bir hata, o da konuyu kadrajın tam ortasına yerleştirmektir. Bu şekilde çekilen fotoğraflar daha az hareketli ve çok daha az dikkat çekici olurlar.Oysa, fotoğrafçı, öncelikle çekim yapacağı alanı çok iyi görmelidir. Vizörden baktığında, oluşan karenin her köşesine dikkat etmeli ve gözü bütün çerçeveyi dolaşmalıdır. Eğer gereksiz bir nesne giriyorsa ayıklamalı ve kadrajı değiştirmeli, gerekli bir nesne dışarıda kalıyorsa fotoğraf karesinin içine almalıdır.Bunu yeterince titizlikle gerçekleştirdikten sonra, fotoğrafa giren ve objektife en yakın olan nokta netlenmeli, sonra derinlikteki ( arka plandaki nesneleri veya ana objeyi ) net alabilmek için gerekli olan diyafram açıklığı ( 8, 11 veya 16 ) seçilip, çekim yapılmalıdır.


İpucu: Kadrajdaki konuyu çekerken, kareyi aklımızdan yatay ve dikey olarak üç eşit parçaya bölelim. Çizgilerin kesiştiği noktalar iyi bir kompozisyonda ilgi merkezinin yerleşeceği en doğru dört noktayı gösterir. Bu noktalara fotoğrafçılıkta "dört altın nokta" denir.

İpucu: Manzara fotoğrafları çekerken de ufuk çizgisinin bu çizgilere paralel ve kadrajın üçte birini dolduracak şekilde yerleştirmeliyiz. Ufuk çizgisinde oluşacak eğrilik ise dikkat edilmesi gereken sakıncalardandır.

İpucu: Genellikle yapılan hatalardan biri, gerekli diyafram açıklığını seçtikten sonra, makinalarını önce yakın objeye çevirip netleme yapılması ( yakın obje yan taraflardaysa, kenarlarda kalıyorsa ) ve sonra dönüp fotoğrafın çerçevesini yeniden oluşturup çekim yapmaktır. Bu hataya düşmemek için, öncelikle fotoğrafın çerçevesini (kadrajını)yapıp ve bunu hiç değiştirmeden, bozmadan (sağa sola dönüp netleme yaparak, yeniden eski kadrajı yapma çabasına girmeden), dilenen diyafram açıklığını seçip ve vizörden gözünüzü ayırmadan bütün kareyi gözden geçirmektir.

 

DİYAFRAM AYARLARI

Diyafram ayarı objektif içerisindeki diyaframın veya iris'in hangi dereceye kadar açık kalacağının belirlenmesidir. Objektifler en fazla düzeyde ışık toplayabilmek için dizayn edilmişlerdir.

En önemli unsur diyafram bileziğidir. Fotoğraf makinalarında en fazla bilinmesi gereken eleman diyafram açıklığıdır. Elektronik makinaların önemli bir kısmında enstantane değerlerinde olduğu gibi , diyafram açıklığı da gövde' den belirlenir ve makinalardaki ekrandan görünür. Ancak mekanik makinalarda diyafram açıklığı, objektif üzerindeki diyafram bileziği hareket ettirilerek belirlenir.



Diyafram bileziği üzerindeki standart diyafram açıklıkları şu rakamlarla gösterilir:

1,4 diyafram
1,7 diyafram
1,8 diyafram
2 diyafram
2,8 diyafram
3,5 diyafram
4 diyafram
5,6 diyafram
8 diyafram
11 diyafram
16 diyafram
22 diyafram

...gibi. Objektiflerin tamamında diyafram açıklığı 1,4 den başlamayabilir. Bir kısmı 1,7 den , bir kısmı 1,8 den, bir kısmı 2 veya 2,8 den , hatta 5,6 dan başlayabilmektedir. Bunun yanında, özellikle elektronik makinalarda 22 diyaframdan sonra 32 diyafram, 45 diyafram gibi, diyafram açıklıkları da bulunabilmektedir.



Diyafram gözümüzdeki iris gibidir; güçlü ya da parlak ışık altında kısılır, az ışık altında ise genişler. Objektif içinden gelen ışığın bir kısmının engellemek için diyafram kapatılabilir veya durdurulabilir. Diyafram ayarı ile aynı zamanda bir portre veya macro fotoğraflardaki alan derinliğini de değiştirebiliriz.


Uyarı: Diyafram bileziği üzerindeki rakamlar küçüldükçe, diyafram açıklığının o oranda artacağını ve diyafram bileziği üzerindeki rakamlar büyüdükçe diyaframın o oranda kısılacağını unutmamalısınız.

Örneğin ; 1,4 diyafram , en açık diyaframdır. Buna karşılık 22 diyafram en kısık diyaframdır. 2 diyafram , 5,6 diyaframa göre daha açık bir diyafram değeridir. 11 diyafram, 3,5 diyaframa göre daha kısık bir diyaframdır.

Açık diyafram kullandığınızda net alan derinliği azalacak, kısık diyafram kullandığınızda net alan derinliği artacaktır. Anlaşılması en zor gibi görünen, bir kez mantığını oluşturabildiğinizde basit ve yalın bir bilgiye dönüşen net alan derinliği kavramı için bazı örneklerden hareket etmek yararlı olacaktır.

Macro'larda Alan Derinliği ve Diyafram Ayarı (MODE: M-Manuel Mode)

Bir de makro objektifler vardır ki, bunlar da çok küçük nesneleri ( çiçek,böcek.....gibi) büyük boyutlu fotoğraflamak için, yani söz konusu objeleri çok daha yakın plan çekebilmek için kullanılırlar. Çoğunlukla makinalarımızda kullandığımız normal objektiflerin, geniş açı ya da tele objektiflerin, aynı zamanda makro özellikleri de bulunabilmektedir. Bununla birlikte, sadece makro çekim yapmak üzere üretilmiş çok özel körüklü makro objektifler de vardır. Alan derinliği macro'larda çok büyük önem taşımaktadır. Bir objeyi macro olarak fotoğrafını çekeceğimiz zaman zoom ayarlarını yaptıktan sonra sadece objemizin mi net olacağına yoksa obje ve arka planın mı net olacağına yani alan derinliğine karar vermeliyiz. Bunu diyafram ayarı ile oynayarak yapabiliriz.

Büyük diyafram açıklığı(Ör: f:2.8-f:3.0) alan derinliğini azaltır ve objenin net arka planın blur-bulanık çıkmasını sağlar.
Küçük diyafram açıklığı (Ör: f:8.0-f:7.6) alan derinliğini arttırır objenin ve arka planın net çıkmasını sağlar.
Dikkat edilmesi gereken bir nokta; enstantane hızıdır. Diyafram ayarı ile oynadığımız zaman lens-sensor'e düşecek ışık miktarı da değişeceğinden ona göre enstantaneyi hızlandırmak ya da yavaşlatmak gerekebilir.

İpucu: Makinenizde "A" Aperture-Diyafram Öncelikli Mode varsa onu kullanmanızı tavsiye edilebilir. Diyafram ayarını değiştirdiğinizde makine otomatik olarak enstantaneyi değiştirecektir.


 

 

ENSTANTANE AYARLARI (Perde Hızı - Ötrücü - Obturator)

Deklanşöre dokunarak yaptığınız şey, aslında örtücünün açılıp kapanmasını sağlamaktır. Makinanın kapağını açıp filmi taktığınızda göreceksiniz ki, filmle objektif arasında bir siyah perde ( bazı makinalarda bez perde, bazı makinalarda çelik perde olabilmektedir ) durmaktadır. Deklanşöre dokunarak bu perdenin açılıp kapanması sağlanır ve açılma anında da görüntü (daha doğru bir deyişle ışık)film yüzeyine kaydedilir.

Örtücü hızı (enstantane)'nı gösteren butonu makinanızın üzerinde (elektronik makinalarda, makinanın üzerinde bulunan ekranda ) göreceksiniz. 1 , 2 , 4 , 8 , 15 , 30 , 60 , 125 , 250 , 500 , 1000 , 2000 ,.. rakamları örtücü hızını gösterir.(Elektronik makinaların bir kısmında bu standart değerlerden başka bazı ara değerler de vardır. 45 , 90 , 350 , 750.....gibi).Bu değerlerden, şunu anlayabiliriz. 1 rakamı;1tam saniyelik örtücü hızıdır.2 rakamı, 1/2sn.lik örtücü hızıdır.4 rakamı,1/4 sn.lik örtücü hızıdır. 8 rakamı,1/8sn.lik örtücü hızıdır.


İpucu: Örtücünün açılıp kapanma sürelerini somut olarak algılayabilmek için, enstantane değerlerini değiştirerek deklanşöre basın ve sesleri dinleyin. Bu seslerden örtücü süresi hakkında daha net bilgi sahibi olursunuz.

Rakam büyüdükçe, açılıp kapanma hızı artacaktır. Makinayı B (bulb) konumuna alıp deklanşöre bastığınızda,parmağınızı deklanşörden kaldırıncaya kadar perde açık kalacaktır. Eğer makinada T konumu var ise, bunun anlamı şudur; Deklanşöre bastığınızda örtücü açılacak, yeniden(ikinci kez) deklanşöre dokununcaya kadar örtücü açık kalacaktır. İkinci kez bastığınızda kapanacaktır.

Örtücüyü daha da iyi kavrayabilmek için makinanın kapağını açıp enstantane değerlerini değiştirerek, her defasında deklanşöre basıp perdenin ( örtücünün ) açılıp kapanmasını izleyebilirsiniz. Böylece örtücünün hareketini gözlerinizle izleyip, kalıcı bilgi edinmiş olacaksınız.

Örtücü hızından, çıkartılması gereken ikinci ve en önemli sonuç da ; örtücü hızına bağlı olarak filmin uzun süreli ya da kısa sürekli pozlandığıdır. Yani,1/2 sn.lik pozlama(diğer deyişle saniyenin yarısı kadar süreyle pozlama), 1/125 sn.lik pozlama süresinden(saniyenin 125'te biri kadar süreyle pozlama) çok daha fazladır.

Bunların her biri arasındaki süre farkı bir stop ( bir durak ) fark olarak kabul edilir. Yani ; 1/2 sn. lik örtücü hızı ile ile 1/4 sn.lik örtücü hızı arasında bir stop fark vardır. Ya da 1/500 sn. ile 1/1000 sn. arasında bir stop fark vardır. Her biri arasında bir stop fark olduğuna göre birer tane atlandığında iki stop fark oluşacak, üçer tane atlandığında üç stop fark oluşacaktır.
Örneğin ; 1/15 sn. lik örtücü hızı ile 1/60 sn.lik örtücü hızı arasında iki stop fark vardır. 1/60 sn. lik örtücü hızı ile 1/8 sn.lik örtücü hızı arasında üç stop fark vardır. 1/30 sn. lik örtücü hızı ile 1/1000 sn.lik örtücü hızı arasında dört stop fark vardır.Örtücü hızı irdelenirken öğrenilecek çok önemli bir başka nokta ise ; düşük örtücü hızı (Örneğin; 1/2,1/4 ...gibi ) ile fotoğraf çekildiğinde, hızla hareket eden nesnelerin dondurulmuş görüntüleri elde edilemez. Varsayalım deniz kıyısında martıların fotoğraflarını çekiyorsunuz. Eğer düşük enstantane ( örtücü hızı ) ye aldıysanız makinanızı, martıların hareketleri filminizde izler yapar, fotoğrafta hareket - hız unsuru elde edersiniz. Yani hızla hareket eden kanatları net , belirgin ve dondurulmuş halde alınamaz. Ancak eğer, hareketi tam olarak dondurmak istiyorsanız, enstantanenizi 1/60 veya daha yüksek bir enstantaneye almalısınız. Bununla birlikte , hız - hareket etkisi almak, bazı fotoğraflarda çok güzel , çok etkili sonuçlara ulaşılmasına yardımcı olabilir. Bu nedenle bazı fotoğraflardaki hız unsurunu, bilerek düşük enstantane kullanmak suretiyle belirginleştirebilirsiniz. Bir şelale fotoğrafını çekerken 1/15 gibi düşük enstantane ile ve 1/60 gibi bir enstantane ile ayrı ayrı çekin. Ya da yol kenarında hızla akıp giden otomobillerin fotoğrafını hem düşük enstantane ile hem de yüksek enstantane ile çekin. Hareket eden nesnelerin(düşük enstantane kullanıldığında) renkleri ve tonlarıyla çok etkili izler ve çizgiler yaptığını göreceksiniz. Ancak, düşük enstantane kullanıldığında makinanın hareket etmesi de söz konusudur. Düşük enstantane kullanırken makinanızı tripod' a takmanız isabetli olacaktır. Elinizdeki makine nefes alışlarınızdan, elinizin titremesinden, nabız atışlarınızdan etkilenecektir. Dolayısıyla enstantaneyi çok düşürdüğünüzde, çektiğiniz fotoğraflarda objelerin haraketinden daha çok, makinanın titremesinden kaynaklanan genel bir netsizlik oluşacaktır.

Aslında,diyafram göz bebeği ise, enstantane göz kapağının açılıp kapanmasıdır. Fotoğraf makinemizin içinde bulunan sensörün veya filmin üzerine düşen ışığın süresini ayarlayan sistem, fotoğrafın ne kadar zaman diliminde çekileceğini de belirler. Enstantane yaprak adı verilen metalden yapılmış perdedir. Deklanşöre basıldığında seçilen zamana göre perde-enstantane açılır film ya da sensör üzerine ışık üzerine düşer ve perde kapanır. Işık koşullarına ve hareket özelliklerine göre bir fotoğraf ya çok kısa ve ya uzun zaman süresinde çekilebilir. Işığın film üzerine düştüğü süreye "Pozlandırma" adı verilir. Güçlü ışıklarda az, zayıf ışıklarda uzun pozlandırma yapılır. Yine hareketi dondurmak için az, flulaştırmak için uzun pozlandırma söz konusudur.

Uyarı: Düşük pozlandırma sürelerinde (özellikle gece manzara fotoğrafı çekimlerinde) perde daha uzun süre açık kalacağı için, fotoğraf makinemiz titreşime karşı aşırı hassasiyet gösterir. Bu gibi durumlarda kesinlikle tripod kullanılmalıdır.

 

MODE: S (Shutter - Deklanşör Hızı)



Fotoğraf makinesinde bu ayar seçildiğinde, çekim yapmadan önce enstantane ayarını kendimiz yapabiliriz.Fotoğraf makinesi limitleri dahilinde uygun diyafram ayarını kendisi ayarlayacaktır. Deklanşör - enstantane hızı düşürüldükçe hareketli nesneleri dondurabiliriz. Deklanşör hızını düşürdükçe yani daha hızlı bir çekim modu ışık yeterli olmadığında kadrajı kararacaktır.

 

ISO-ASA AYARI

ISO: fotoğraf filmlerinde, ışığa duyarlılık derecesini belirleyen standart ölçüm sistemidir. Uzun pozlama yapmayacağımız ve alan derinliğini kaybetmek istemediğin zaman ISO ayarlarını yükseltebiliriz.

Akşam üzeri az ışık altında dışarıda çekim yapmak istiyoruz, 1/125 enstantanenin altına da inmek istemiyoruz, çünkü titreşime karşı hassasiyet artabilir. Bu sebeple enstantaneyi 1/125 ayarlayıp diyaframı sonuna kada açıyoruz (f:2,8 -f:3,7 gibi) ve ISO'yu 50 olarak ayarlıyoruz. Fakat sonuç bize karanlık geliyor, o zaman aynı enstantane ve diyafram ayarıyla ISO'yu 200'e getirip çok daha iyi sonuç alabiliriz.


İpucu: Dış çekim, öğle vakti 50 ISO ile bir kuş fotoğrafı çekeceğiz, diyafram f:4 ya da f:5 enstantane ise 1/1000. Çekimiş olduğumuz fotoğrafa baktığımızda kuşun net, hareketli kanatlarının ise flu/blur olduğunu görüp enstantaneyi 1/2000'e çıkartmak istiyoruz ama ışık yeterli değil, işte o zaman ISO'yu 400 olarak ayarlayıp enstantaneyi 1/2000'e çıkartabiliriz ve istediğimiz sonuca ulaşmış oluruz.

Uyarı: ISO ayarlarını yükseltmenin avantajları olduğu gibi dez avantajları da vardır. ISO yükseldikçe grain ya da noise (fotoğrafta kirlilik/kumlanma) da artar, bunun sebebi CCD'ye fazla voltaj giderek CCD'nin ısınmasıdır.

İpucu: Gece yapılan çekimlerde düşük ISO ve kısık diyafram kullanılır, bunlar detayları ortaya çıkartmak için gereklidir. Fakat bu esnada hızlı enstantane ayarından ziyade düşük enstantane ayarı ve titreşimi engellemek için ise kesinlikle tripod+self timer kullanmak gerekir.

 

IŞIK

Açık havalarda ( özellikle yaz aylarında ) günün öğle saatlerinde ( ışık çok sert olacaktır ) fotoğraf çekmekten kaçınmalısınız. Sabah erken saatleri ( 08.00 - 09.00 saatleri ) ile akşam geç saatleri ( 16.00 - 17.00 ' dan sonra ) tercih etmelisiniz. Özellikle gün ışığının iyice yatay geldiği ve nesnelerin üzerinden yansıyan ışığın nesneleri turuncu renge dönüştürdüğü saatler çekim yapmak için en güzel zamanlardır. Renkli negatif ya da dia çalışıyorsanız, alacağınız sonuçlar mükemmel olacaktır.
Kapalı havalarda ise günün her saatinde rahatlıkla çekim yapabilirsiniz. Işığın homojen olduğu bu zamanlar, fotoğraf çekmek için ideal zamanlardır.


Uyarı: Çekim sırasında dikkat edilmesi gereken bir başka şey de ; çekim yaptığınız alan tamamen gölgede kapalı bir alan ise, objektifiniz açık alanda ( çok ışık gören alanda ) olmamalıdır. Objektifiniz de çekim alanıyla aynı ışık koşullarında olmalıdır.

 

 

 
 
  N.ÖZGÜR METİN PHOTOGRAPHY  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol